Kalbin etrafını çevreleyen ve kalp kasını besleyen atar damarlar alarak tanımlanan koroner arterler hayati öneme sahiptir. Kalpten çıkan atar damarlardan olan aortadan beslenen koroner arterlerin duvarında farklı nedenlerden daralma ya da tıkanma yaşanabilir. En sık karşılaşılan kalp hastalıklarının biri olan koroner arter hastalığının tanı ve tedavisinde geç kalındığında kalp krizi riski ortaya çıkabilir. Yaşam biçimindeki değişikliklerin yanı sıra erken teşhis ile hastalığın meydana gelme olasılığı azaltılabilir.
Koroner arterin iç tabakası; yüksek kan basıncı, yoğun kolesterol ya da sigara tüketimi sebebiyle hasar görmüş olabiliyor. Arter duvarında plak oluşumuyla sonuçlanan bu olumsuzluk kan damarlarda tıkanmaya yol açar. Bu durum “koroner arter” hastalığına işaret eder. Kalp damar hastalığı tedavisinde ilaç, koroner anjiyoplasti (balonla damar açılması) ve stent uygulamalarının yanında açık kalp ameliyatı olan bypass yöntemi önerilebilir.
Kalbi besleyen koroner arterlerin vücudun başka bölgelerinden alınan damarlarla damar köprüleri oluşturma işlemine “koroner bypass” denir. Bypass operasyonu ile yeni bir kanal açılarak kalbin beslenmesi sağlanır. Ameliyatta kullanılan damarlar (greftler) göğüs, kalp ya da bacaktan alınarak tıkalı koroner artere transfer edilir.
Koroner bypass ameliyatları farklı nedenlerle tekrarlanabilir. Bu sayısı bazen dörde, zorunlu hallerde beşe kadar çıkabiliyor. Ancak kalp cerrahilerinin yenilenmesi ilk ameliyata oranla daha riskli olabilir. Her kalp ameliyatı olan kişi için ileride bu işlem gerekmeyebilir. Bu daha çok bypassların tıkanması veya diğer damarlarda bir darlık olması halinde düşünülebilir. Modern tıpta bypasslarda başarılı sonular veren göğüs damarların kullanımı arttıkça ameliyatların tekrarlanma ihtimali de azalıyor. Ayrıca stent teknolojisinin gelişmesinden ötürü geçmiş yıllara kıyasla cerrahi tekrarlara gerek duyulmuyor.
Kapak onarımı veya kapağı değişmiş bireylerde ilerleyen safhalarda söz konusu ameliyat planlanabilir. Çünkü enfeksiyonlar, kapaklardaki kaçaklar ya da dokuların kapak bölgesine ilerlemesi tekrar edebilecek sorunlar doğurabilir. Böyle istenmeyen gelişmelerde kapaklar değiştirilebilir. Koroner bypassta risk durumu; ameliyata ve hastalığın özelliğine göre değişebilir. Kapak ameliyatlarının her zaman belli oranda riskleri vardır. İlkinde veya ikincisinde kalbin kasılması, akciğerlere giden basıncın yüksekliği risk faktörü olurken; tekrarlanan operasyonlarda kanama veya yırtılma problemleri baş gösterebilir. Günümüzde bilimsel gelişmeler sayesinde bu riskler her geçen gün daha da azalıyor. Hastalar tekrarlanan ameliyatlarda ilk cerrahi müdahaledeki süre zarfında taburcu edilebiliyor. Teknoloji ilerledikçe yenilenen kalp ameliyatlarındaki başarı seviyesi de yükseliyor.